17 Nisan 2013 Çarşamba

Dınk!

Bana insanların nasıl davranmasını istiyorsam hep öyle davranmışımdır halbuki, arkadaşlık bir ömür boyu, samimi ve güvenilir biri olmaya çalıştım. Sözüm sözdür ve konuştuğumun yanlışlığından emin olmadığım sürecede hep arkasındayımdır.

Sanırım yaptıklarımın karşı tarafın gözünden nasıl göründüğüne hiç dikkat etmemişim. Kendimi iyiye çıkarmak istemiyorum fakat ben sadece içimden geldiği ve doğru olduğunu düşündüğüm şekilde davrandım. Aynı tutumu da sonrasında devam ettirmeye çalıştım.

Başka bir Blog'ta (Buradan Okuyabilirsiniz!) okuduklarım içimi parçaladı. Hiç onun da o blog yazarı gibi düşünebileceği aklımın ucundan geçmemişti. Yazar kendi sorunundan bahsederken ve bu konu hakkında düşüncelerinden bahsederken karşısındaki kişinin ben olduğumu düşündüm bir an. Çünkü bende benzer bir durum içinde sayılırım. Dehşete düştüm!

Hiç farkına varmamışım sanırım... Belki oda beni o şekillerde görüyor ve o yüzden öyle dedi. Ve ben duygusal bir anımda onu çok kızdırdığım için artık benimle konuşmak dahi istemiyor. Daha önceden de arkadaş olduğumuz için ben onun yanında olduğumu, ne olursa olsun olacağımı da belirtmek amacıyla çaba gösteriyordum. Ama o yazı daha önceden hiç bakmamış olduğum bir pencereyi gösterdi. İstenmemek!



Sanırım artık o benimle iletişim kurmak istemediği sürece onu rahatsız etmeyeceğim...
Ama ihtiyacı olduğunda her zaman yanında olacağım!



Sevgi emekmiş...
Emek ise vazgeçmeyecek, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

Can Yücel




6 yorum:

  1. Offf ne yaptım ben ya :( Keşke yazmasaydım herkes dertliymiş bu konu da üzüldüm şimdi :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senlik bir durum yok ki! Üzülme!
      Sadece yeni bir açıdan bakmamı sağladın yazınla, hiç öyle olabileceğini düşünmemiştim, belkide düşünmek istememiştim...
      O da senin gibi mi düşünüyor bilmiyorum :(

      Fakat herkesin bu dertten muzdarip olduğu kesin ve sıkıntılı bir durum ama gönül işlerinin düzeni bu.

      Sil
    2. Bence ne yap biliyor musun? Kuşku varsa git açıkca konuş sadece arakadaş oalrak mı görüyor, yoksa bir umut var mı? Eğer öyle bir düşüncesi varsa devam ettirebilirsen devam ettir arkadaşlığını. Çünkü bir düşüncenin içini kemirmesi kadar kötü bir şey yoktur. Tabi canın yanacak, belki de çok üzüleceksin ama geçecekte. Acıyla pişesin ki olgunlaşasın.

      Sil
    3. Umut yok! Zaten öyle bir beklentim de yok.
      Canım yandı, yanacak. Biraz kendimi biliyorsam zaten yanmaya devem edecek...

      O benim arkadaşım ve beni de arkadaşı olarak gördüğünü düşünüyorum.
      Hiç bir şeyin tam manasıyla eskisi gibi olmayacağını da biliyorum fakat o zamanlara yakın olmasını istiyorum. Çünkü sohbet etmek, gülmek, eğlenmek, tartışmak onunla ayrı güzeldi. Şimdi ise o kutuptaki buzdan bir şatoda, ben ise kopmuş denizde sürüklenen bir buz parçasının üzerindeyim...

      Sil
    4. Son cümlen şarkının şu kısımlarını hatırlattı.

      Kışla yaz gibiydik
      Sen kar tanesi
      Ben güneş
      Çözmek zor bu buzları
      Yalvarsam ne fark eder....

      Sil
    5. Yalın.. Yağmur...
      Belki o şarkının sözleri gibi ama daha çok bir sonraki gönderide ki gibiydik...

      Sil