Ben Çeşme'liyimdir. Küçüklüğümden beri dedemin evinden karşı taraftaki şehrin ışıklarını seyreder dururdum. İlk hatırladığım minik bir yere toplanmış ışıklardı, ama şimdi bakarsanız adanın neredeyse her tarafı ışık dolu.
Hep bana anlamsız gelirdi, 'yüzerek gidebileceğimiz, bir el atımı uzaklıktaki kocaman ada niye bizim değil!'
İyi ki de bizim değil! Adaya giderseniz durumu çok iyi bir şekilde anlarsınız tahminimce...
Neyse şimdi yolculuğa en baştan başlayalım!
Öncelikle yeşil pasaportu olanlara vize gereksinimi yok!
Biletinizi Ertürk veya Ege Birlik firmalarının birinden alıyorsunuz ve sabah 8.30 gibi gümrükte hazır oluyorsunuz. Önceden yurtdışı çıkış pulunuzu alırsanız sabah sıra beklemeden işleminizi yapar, freeshoptan dönüşte neler alacağınızı kararlaştırırsınız!
Gemi yolculuğu yaklaşık 45 dk sürüyor. Yol boyunca denizin durumuna göre balıkları, çöpleri ve yatları izleyebilirsiniz. Mümkünde dışarıda ve orta tarafta bir koltuk kaparsanız güneşten korunabilirsiniz!
Sakıza vardığınızda sağ taraftan herkesin koşturduğu yere doğru gidin ve giriş işlemlerinizi yapın. Beklediğimden daha çabuk bir şekilde kendimizi ada da gezerken bulduk. Ve ilk işimiz kalacağımız Diana Hotel'e yönelmek oldu. Deniz kıyısının iki sokak arkasında iki yıldızlı bir otel. Çalışanların güler yüzlülüğü ve iletişim çabaları ise kayda değer. Fakat ingilizce bilmiyorsanız biraz zorlanmanız muhtemel.
Yerleştikten sonra, Güney ada turu için Kanaris Tur'un bürosunun önüne geldik. Rehberimiz Mustafa bey sakızın Türk damatlarından biriymiş, bize bütün ada hakkında bol bol bilgi verdi ve gezideki herkesle çok güzel bir şekilde ilgilendiğini söyleyebilirim.
İlk durağımız seramik köyü olarak adlandırılan bir yer, burada sakız ağaçlarını görüyoruz, biraz inceliyor, şanslıysak bir iki sakız parçası yoluyoruz ;) Burada göreceğiniz dolap süslerinin benzerlerini çarşıda göremedim haberiniz olsun.
Yolda gördüğünüz minik yapılar dikkatinizi çekebilir, onların hepsi ufak kiliseler veya anıtlar yol üzerinde yaşanmış kazada ölenler anısına yapılıyorlarmış, yaşayanlara uyarı, ölenlere ise anı olarak...
Sonraki durak Kale Köy olan Mesta. Tam bir şaheser yapılışı ve düzeniyle! Özellikle de yazın en sıcak zamanı bile köyün içerisi serin, sokakların ortasından giden su yolunun taşlarının dizilişi köyün merkezi bulunabilsin diye ok işaretiymiş gibi yapılmış. Özellikle şehrin kilisesi içindeki tarihi eserlere hayranlıkla bakacağınızdan eminim. Köyün meydanında durduğunuzda oradaki sakızlı dondurmadan yemeden dönmemelisizin. O tadı başka bir yerde bulmanız zor...
İkinci durak Pirgi kasabası, işte burası binaların farklı dış süslemeleriyle dikkat çekiyor ve her bir binanın deseni diğerinden farklı.
Ve Xios a dönüş...
Akşam yemeği için megas limnias ta Angira(Çapa) diye bir yeri önermişti rehberimiz, oraya yollandık. Taksi ile ulaşabileceğiniz bu restorandaki yemekler anlatılmaz yenir! Mekanın sahibi Yorgo biraz Türkçe, biraz İngilizce bizimle çok iyi bir şekilde ilgilendi, güler yüzlülüğü ve samimiyeti ise paha biçilmez 20 yıllık dostum gibi iyi karşıladı bizi. Burada özellikle ıspanak köftesi, kuzu pirzola, kalamar, kızarmış peynir ve adını bilmediğim sarımsaklı patatesli bir et yemeğini denemenizi tavsiye ederim.
Restorana girer girmez bizi karşılayan başka biride taksilerin teftiş şefiydi, özellikle taksiciler fazla para almamaları için nereden geldiğimizi ve ne kadar ücret ödediğimizi sordu. Adanın her yerinde denetim böyle mi bilmiyorum ama uygulamayı beğendiğimi söyleye bilirim.
Akşam hayatının çok aktif olduğunu söyleyebilirim merkezde ve eğlenceler sabaha kadar sürüyor.
İkinci gün ise kahvaltıdan sonra gezi güzergahımız şehrin içiydi, ilk önce çarşıyı bir güzel tavaf ettikten sonra alışverişimizi yaptık ve aldıklarımızı aldığımız yerlerde bıraktık, gemiye bineceğimiz vakit almak üzere. Ve ilk olarak şehrin müzelerini bir dolaştık, sonra kalenin içini ve sahil kıyısındaki değirmenlerin yanına gittik. Biraz dinlenip frapplerimizi içtikten sonra pılımızı pırtımızı toplayıp gemimize yollandık.
Öncelikle merak edilenler genellikle fiyatlar, özellikle euronun yükselmesi işleri biraz zorlaştırıyor, ben fiyatları aksini yanında belirtmedikçe euro cinsinden yazıyorum. Haberiniz olsun!
Gemi bileti: 16-21
Yurtdışı Pulu: 15 tl
Tur: 20
Oda: 60
Yaklaşık öğle yemeği: 74 (4 kişi)
Akşam yemeği: 77 (4 kişi)
Taksi: 8-9 (Restorana gidiş)
Frappe: 4
Hamburger Goodys : 4
Fıstık Reçeli: 2-2,5
Mandalina Reçeli: 3
Sakız Paketi: 2,5
Dolap süsü: 1,5
Likörleri ve Uzo ları denemenizi tavsiye ederim. Onların fiyatları genellikle üstlerinde yazılı oluyor.
Sıkıntısını en çok çekeceğiniz şey ise su olacaktır. Köylerde ki çeşmelerden rahatlıkla su içebilirsiniz tatları güzel. Fakat şehir içinde çeşme pek yok o yüzden şişe su almak zorundasınız 1,5 litrelik sular 1 euro.
Kiralık araba fiyatları ortalama: 35
Sormak istediğiniz bir şey olursa bildiğim kadarıyla bilgilendirmeye çalışırım.
Herkese iyi tatiller...