7 Nisan 2013 Pazar

Hafta sonu

Tamamen dolu dolu bir hafta sonuydu.



Ne oldu ne bitti pek bir şey anlamadım zaten ve yarına sınavım, yetiştirmem gereken projem ve yapmam gereken ödevim var. Biraz zamanım var ve acele etmeden yapabileceğimi düşünüyorum.

Önce cuma akşamından bahsedeyim,
Kendimi tanımaya başladığım bir geceydi, eskiden kendimle ilgili korkularım, hatta kabuslarım vardı. Ben eskiden hayatın hep filmlerdeki kötü, insanın içini acıtan ve korkunç sonlarla biten kısımları olarak bilirdim.
Fakat öyle değilmiş, onlar sadece orada varlar, gerçekte iste tam bir denge söz konusu. Yeter ki sizin iç dengeniz iki kolu eşit terazi misali düzgün olsun.
İnsanların ne düşündüğünden ve onların düşüncelerine göre hareket etmekten, kendimi hiç anlatamamışım. İlk defa kendimi açıkladım ve olumlu sonuçlar aldım. Doğru olan buymuş demek ki! dedim kendi kendime. Çok sıkmışım kendimi artık daha özgürüm. Kendimden emin olduğum bir şey var; 'Kendim olduğum sürece sadece hayatımı istediğim gibi yaşarım.'

Bu arada o gece farkına vardığım bir şeyde, 'Arkadaşlıklar asla bitmeyen bir hikayedir.'  Eğer gerçekten arkadaşsanız, bunu yüreğinizde hissediyorsanız. Asla ayrılmazsınız zaten. Bir şey olur aramız açılır falan diyenleri duyar gibiyim, evet olabilir... Fakat arkadaşınızla aranızda hiç bir zaman o soğukluğu yaratacak bir şey olmaz. İkinizde öyle bir şey yapmaz, yapamazsınız zaten, eğer içinizde saf kötülük yoksa tabi ki...
Ben zaten arkadaşlarımı ve onlarla olan iletişimimin farkındayım, onlarında beni yüz üstü bırakmayacaklarını biliyorum. En azından onu yüreğimde hissediyorum.

Aşk hayatıma bakarsak, ben o defteri beklediğim şekilde kapattım. Kendimi bildim bileli lamba cininden dilenen üç dilek gibi bende kendime üç şans vermiştim. Arayacak ve bulacaksın o hayallerindeki meleği, buldum hemde her seferinde. Farkına geç vardım ki onlar benim gözümde melektiler ben ise basit bir insan. Ve her şey çözüme kavuştu... Ölü Ozanlar Derneğindeki Öğretmenin dediği gibi; "Carpe Diem! (Anı yakala!)
Söylemini hayat felsefem haline getirdim bu konuda. Zaten hep bildiğim bir şey vardı aşk aranarak bulunmaz, ani ve tesadüfi bir durumdur. Ortada hiç bir şey yokken Bum! İşte aşk bir anda karşında.

Genel olarak ilgi alanımı eğitim ve iş alanına yönelttim. Aklımda iş ile ilgili güzel fikirler geldi ve bunları bir şekilde hayata geçirmek istiyorum. Arkadaşlarımın ve çevremin yardımlarıyla da başarılı olabilirim. Bakalım ilk adımlar önümüzdeki hafta atılacak. Ve tam bir 'bankrupt' durumundan kendimi kurtarıp, gelecek konusundaki hayallerimi gerçekleştirecek bir temel, bir birikim oluşturmayı planlıyorum.

İşte okuduğunuz gibi hafta sonunda kafamın içinden geçen düşünceler bunlardı... Gelelim şimdi yaşananlara.

Memlekete vardığım gibi evin bahçesinde beni otlar karşıladı ve onları yolmaya giriştim. Bakla dolu bir bahçe olunca söz konusu yer, bu iş biraz kıvraklık, çeviklik ve yetenek istiyormuş. en az zayiatla sorunsuz çoğuluğundan kurtulduk. Baklalar ise efsane olmuşlar tam yemeklik, oğlak etli olacak ohh mis!
Hanımeli tomurcuklanmışi begovilimiz biraz solgunlaşmış ama düzelecektir. Gaia lar desen çiçek çiçek üstüne, güllerimiz filiz vermiş, muşmulalar ve erikler meyve vermeye başlamışlar. Şeftalimiz biraz kötü durumdaydı ama oda seneye belki tekrardan meyve verir. Asmanın üzeri yaprak dolmaya başlamış.

Sonrasında, ilk işimiz gerçek bahçeye uğramak oldu ve iki karış boyuna ulaşmış ısırgan otlarını tekrardan ayıklamak zorunda kaldım, çapalaya çapalaya 20m^2 lik yeri temizledim. Ellerim ısırılmaktan şişti tabiki! Sonra inşaattan kalan sahuraları toparladık biraz. geçen sefer ekmiş olduğum, elma, ayva ve cennet hurması ağaçlarına bir göz attım, hurma haricinde ikiside filizlerini uzatmaya başlamış.

Hemen üzerimizi değiştirip, doğru çeşmeye düğün-kına karışımı bir şeye. En sevmediğim şeydir düğünlerde, özellikle de bireysel olarak tanımıyorsam orada oturmak. Ama sıkıntıdan patlaya çatlaya oturdum işte. Şimdiye kadar gördüğüm en suratsız gelindi. Birde kız tarafıydık yani, şoklardaydım. İnsan evleniyor, biraz güler lan! Ben hala evlenmek istemediğini, ama yaş muhabbetleri yüzünden evlenmeye zorlandığını düşünüyorum. Gerçek sorunu bilmem mümkün değil! Çalan müzikler ve ses sistemi felaketti, tekrar tekrar aynı şarkıları dinlemek zorunda kalan kulaklarım hala tam işlev gösteremiyorlar. Takı takıldı, kına yakıldı, yüksek yüksek tepelere oynandı falan derken şükür ki düğün bitti. Yoksa beni de birine kaşla göz arasında ayarlayacaklardı. Teyzelerin başkalarının yuvalarını kurma konusundaki hevesleri gerçekten çok sıkıcı ve anlamsız. Eğer evlenmek istesem ve birini bulamasam bile teyzenin birinin hiç tanımadığım birini bana uygun görmesine yine çok soğuk yaklaşırım. Teyze ben daha seni tanımıyorum ki! Hem sen beni nereden beğendi oda bir muamma, belki şerefsizin tekiyim. Alkoliğim, kaçakçıyım niye başkasının canını yakacaksın ki! Neyse bütün bunlara rağmen gecenin en güzel yanı, sahil ve kumsalın kenarında olmasıydı. Oralara hiç gitme fırsatım olmamıştı ve kumsala hayran kaldım muhteşemdi.




Üzerine bir güzel makarna yeyip yattım. Daha doğrusu kafam daha havadayken uyumuşum. Sabah kalkınca bir tuhaf karışıklık ama çok güzel bir pazar kahvaltısı. Ve yine bahçeye yarım kalan işlere devam yoluna. Isırganları çapalama, toparlama ve sonra gübre olması için belirli bir yere yığma, ısırılmaktan moraran eller. Yinede bahçe işleriyle, toprak işleriyle uğraşmayı çok seviyorum. İleride yapmayı düşündüğüm bir şeyde bahçecilik. Tam iş bitti eve geldik, tam o anda yine yağmur indirdi. İyi ki yeni ekim yapmamıştık, yoksa durum vahimdi. Ve günün yorgunluğunu alacak güzel bir yemek, taze soğan yemeği, karaferyalıların bir yemeği. Aslında ilk defa yeme şerefine eriştim. Ailede her yerden insan olunca her yörenin yemekleri bana benim yemeklerim gibi geliyor ve taze soğandan olan yemeğin bu kadar güzel olacağını tahmin etmezdim açıkçası.

Ve sonra geldi yine İzmir'e yolculuk. Yol boyunca gelen geçen arabaları seyrettik, bakalım bizimkiler bizim arabayı yenilemeyi akıllarına koymuş gibi ilerde ne alırlar bakalım göreceğiz.

Amma uzun yazmışım!
Okumaya tenezzül ettiyseniz teşekkürler. Pek önemli bir şey yazmadım, sadece bir hafta sonunda yaptıklarımı aktarmak istedim. Günlük gibi kullanmak burayı daha zevkli gibi. Artık ödevlerin, projelerin ve sınav çalışmalarının yapılması lazım (biraz kopya hazırlayacağım ama aramızda)

Hadi bakalım sağlıcakla kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder