29 Nisan 2013 Pazartesi

The one about me!

Başlık Friends dizisi bölümlerinden, bu aralar pek 'my friends' beni başlarından savma modunda olduklarından buraya bir şeyler karalayım dedim.

Aslında çok güzel bir gün konuşmak istediğim yani iki sohbetin belini kıracağım kimsenin o modda olmamasından kaynaklı olarak bozuldu. Asıl konuşmak istediğim daha doğrusu beraber saçmalamanın ve gülmenin özlemini duyduğum arkadaşımla irtibat kurmaya korktuğum için (yine bariz bir şekilde terslenirsem...). Konuşmaktan zevk aldığım başka bir arkadaşa ulaşmaya çalıştım ama oda pek havasında değildi!

Ne söylediysem trip olarak algılayıp! Benim depresyonda olduğumu belirtti. Şaştım kaldım afalladım!
Sonunda gerçekten depresyona girdim sanırım. Ve güneşin batışıyla birlikte düştüm yollara, bana en iyi gelen rahatlama yöntemine; yürüyüş...

Yol boyunca günümüzden geriye doğru kendimi, yaptıklarımı, yaşadıklarımı, hissettiklerimi ve yüzleşmekten korktuğum şeyleri gözden geçirdim. Bazı konularla rahatlıkla yüzleşebildiğimi farkettim. Artık belli bir seviye atlamışım hayat macerasında. Eskiden uzun süreler üzüldüğüm minik olayların üzerinde artık hiç durmadığımı, insanları eskiden çok yadırgarken artık herkesi olduğu gibi kabul ettiğimi gördüm.

Sonra şu konuşmalarımın yanlış anlaşılması, trip mevzusu üzerine biraz kafa yordum. Aslında o anda aklıma gelen ilk şekilde konuştuğum için bazı şeyleri tam olarak ifade edemediğimi  ve günümüzde insanların en ufak bir şeyden birbirlerine tavır almasının sonuçlarının karşımdakilerin benim söylediklerimi tripmiş gibi algılamalarına sebep olduğunu görüyorum. Onların anlayış tarzını ve bana bakış tarzlarını kısa vadede değiştiremeyeceğim için kendi konuşma düzenimi daha açıklayıcı ve net bir şekilde geliştirmeye çalışacağım. Bakalım neler olacak...

Bu sırada da insanların beni bıraktıklarını farkına vardım. Arkadaşım olduğunu belirtip sadece kendi dertlerini anlatacak bir güzin abla olarak kullanıp sonrasında da benim benzer durumda kaldığımda hiç birini bulamadığımı gördüm. İnsanların benciliyeti ve sadece kendi işlerine yaradığınız sürece sizin yanınızda olması sonrasında hiç yokmuşsunuz gibi davranmaları gerçekten çok acı. Üzgünüm...

Arkadaşlığı ben beraber gülmek, eğlenmek, saçmalamak, oyun oynamak, şakalaşmak, ders çalışmak gibi bazı aktivitelerin yanında, kötü anlarımızda, dertleşmek istediğimiz veya öylece konuşamadığımız konularda rahatça konuşabileceğimiz garanti bir yer olarak görüyordum. Hatta aramızda olabilecek en kötü olay yaşansa bile zor anımızda yardımlaşacağımızı bildiğimiz biri olması gerekiyor arkadaşın. Ve farkına varıyorum ki hiç arkadaşım yokmuş ve bunun aksine inandıracak birininde çıkacağını hiç sanmıyorum..

Konuşulmak istenen çok şey, konuşulacak hiç kimse olmadığı için...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder