28 Ocak 2013 Pazartesi

Fallen Angel

"Anlatacaklarım daha önce hiç bir insanoğlu tarafından işitilmemiş bir hikaye. Kulaklarınızı dikin ve beni dinleyin en yetenekli ama bir o kadar da kabiliyetsiz minik canlılar... " dedi hiç beklenmeyen bir anda.

Zaten sessiz olan odada sadece şöminede yanan odunların çıtırtıları vardı.
Derin bir iç çekiş...

İlk bizler geldik bu evrende hayata, sonra yavaş yavaş genişledi o minik baloncuk ve biz sadece onun istediklerini yerine getiriyorduk. Başka bir amacımız, bir düşüncemiz yoktu... Ufak denemeler yaptı ve ilk defa bir yaratık ortaya çıktı ellerinden, o canlıların öğretmeni olduk. O zaman fark ettik ki içimizde daha önceden hiç farkında olmadığımız eşsiz bir bilgi hazinesine sahibiz, ama her şeyin bir sınırı vardı. O canlılara bir çok şeyi öğretmemiz yasaktı. Fakat onlar bir şekilde yenilikler keşfettiler, o minik canlılar... Çok ama çok inatçıydılar. 
Bir gülümseme dudaklarında...

Uzun süre izledik, yardım ettik edebileceğimiz kadar ama bir zaman şok olduk şaşırdık. Minik yaratıklar ona meydan okudu, halbuki istedikleri her şey yanlarındaydı, refah içinde bir yaşam sürüyorlardı. 'Ölüm' onlar için var olmayan bir kelimeydi. Onu çok kızdırdılar bu hareketleriyle ve ölüm daha onlar ne olduğunu anlamadan gelmişti. Her şey bir anda toz oldu, biz var olduğumuzdan beri hiç üzüntü hissetmemiştik. Aynısı o'nun içinde geçerliydi, nerede yanlış yaptığını düşünüp uzun uzun ağlamıştı. Her bir gözyaşı damlası ışık saçan noktalara dönüştü o baloncuğun içinde ve bazı kayalar oluştu onların çevresinde. Bu onun çok ilgisini çekmişti. Böyle bir şeyin olacağını düşünmüyordu sanırım. 

Artık daha fazla deney, daha fazla canlı ve bizler için daha fazla iş vardı. Çok sağlam bir düzen içinde görevlerimizi yerine getiriyorduk. Pek gelişmeye meyilli canlılar yoktu artık, ilk sefer olanların başına bir daha gelmesini istemiyor diye düşünüyorduk aramızda ve oda bu düşüncelerimizin hepsini biliyordu.

Ve kızdı! Yeniden gelişmeye meyilli olanlardan yarattı. O parlak noktaların yanındaki kayalara, sulara, gazlara... Her biri birbirinden o kadar farklıydı ki! Ve hepsinin hikayesi o kadar değişikti ki! Anlatacak çok hikaye, dinleyebileceğiniz pek zaman yok...

Bu son hikayem size! Son zamanım geldi artık...



To be Continued...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder