13 Ekim 2014 Pazartesi

Arkadaşlık

Daha kötülük nedir bilmez, herkesi melek sandığımız o küçücük yaşlarımızda arkadaş edinmek kolaydı. Direk oyuna dalar ' Bende oynayabilir miyim?' diye masum bir soru çıkardı biraz mahcup ya da tanışmak istediğimiz birine 'Seninle arkadaş olabilir miyim?' diye sorardık elimizi uzatarak. 




Elince güzel bir oyunca varsa ' Bir bakabilir miyim?' derdik o da ''Bak ama kırma tamam mı!" derdi zaten elimize alır almaz gerisin geriye verirdik.


Ne güzel zamanlardı ya onlar!


Açıkçası o girişkenliğin nereye gittiğini merak ettim. Yalnız başına bir kenarda oturmak daha çekici geliyor nedense...


Serviste herkes cam kenarlarına yapışmış ve yanındaki koltuğa bir çanta-kitap bırakmış. Kocaman boş masadaki birinin yanına oturmaktansa ayakta dikilmeyi sever olmuş millet. 
Gerçi bende bugün oyun konuşan çocukların arasına dalıp oyun hakkında bir şeyler söylemek istedim ama yok yapmadım.  

Hatta yalnız başına sıkılıp duran bir kızın yanına oturacaktım 'Sen yenisin galiba?' diyerekten. Vazgeçtim sonra 'Durduk yere terslenmeyelim' şimdi diyip başka bir yere geçtim.




Zaman geçtikçe o kadar olay görmüş, yaşamış veya dinlemişiz ki! İnsanların kaotik yapısı bizi o kadar etkilemiş ki sonucunun ne olacağını bilmediğimiz bir harekette bulunmak istemiyoruz.


Bugün arkadaşlar arasında geçen yaş ve sevgili muhabbetlerinden sonra düşününce artık birisini tanımak için uğraşmayı o kadar çok zaman kaybı olarak görüyorum ki birisiyle tanışmamayı yeğliyorum. 


Karşı karşıya gelsek ve HOP!  Her şey tamam olsa modundayım artık, :D
Yaşlanmışım ya da bu dünyada yaşamaya ayak uyduracak o kafa yapısı bende yok. Şöyle 1500 lü yıllardan önce yaşasaydım iyiydi!



8 yorum:

  1. Hııım! ilginç bir gözlem olmuş. Kimse yalnız kalmak istemez. O kişi karşına çıkmamış daha öyle biri çıkar ki karşşına onu tanımak, sohbet etmek için can atarsın. Bir de içinden geldiğin gibi davran. Utangaçlığını atarsın o zaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anca boş işlerle uğraşıyorum, mühendis olacağım güya ama psikoloji gözlemi yapıyorum :D

      Çıkmaz karşıma öyle biri, çıksa da ben anlamam lazım onun anlatması lazım :-)

      Sil
  2. Daha şimdi arkadaşlıkla ilgili bir yazı yazdım! Sonra da senin başlığını gördüm :) Küçükken güzeldi gerçekten, çünkü korkularımız ve hırslarımız yoktu. En azından şimdiki kadar. Karşımızdakinin sevmediğimiz bir özelliği olduğunda salak derdik sonra yine barışırdık. Ama şimdi alttan alttan iğnelemek mi dersin, küçük görmek mi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen yazına bakıyorum, sen ne yazmışsın merak ettim :-)

      Küçükken her şey daha güzeldi, büyüdük ve kirlendi dünya...

      Sil
  3. her insan bir dünya! yeni bir dünyayı keşfetmek için harcayacağın zaman kayıp değildir bence. en azından farklı bir bakış açısı, yeni bir tecrübe kazandırır.

    eh, tanıdıktan sonra da, onunla geçireceğin zamanın kayıp veya kazanç olacağına karar vermek tabii ki sana kalmış:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle kayıp değil, hatta her tecrübe gelişimimiz için bir yapı taşı bence fakat artık o kadar çok uğraşmışız zamanında yeniden uğraşmak zor geliyor.

      Tembellik bence başka bir şey değil, eh belki biraz da korku vardır yine aynı şeylerin olacağı..

      Sil
    2. gözden kaçırdığın bir şey var; "zamanında"ki senle, şimdiki sen aynı değil. bu nedenle aynı şeylerin olması mümkün değil;)
      buna ne dersin tembel tuxedo? :)))

      Sil
    3. Bak o da doğru şimdi! :-)

      Cevap veremedi! :D

      Sil