28 Aralık 2013 Cumartesi

Gün Eksilmesin Penceremden

Hasta halimden biraz sıyrılmış olduğumu görünce bizimkiler bu akşam tiyatro varmış gidelim mi diye sordular tiyatro olur da kaçar mı? Giyindim bir güzel, hastalıktan eser kalmadı zaten, çünkü bir önce ki gece termometre 40 üzerindeydi koltuk altımda ve Carmina Burana gösterisini kaçırmıştım... Bu etkinlik kaçmayacaktı.

Konu ve oynayanlar hakkında hiç bir fikrimiz yok tabi, tek bildiğimiz Sadri Alışık Tiyatrosundan bir oyun olduğu. Orada öğrendim ki Cahit Sıtkı Tarancı'nın Biyografisi gibi bir oyun. Şiirlerinden, mektuplarından, hikayelerinden derlenmiş... Hatta oyuncu Engin Yüksel kendisi yazmış ve düzenlemiş, kendi başına da sahneye koyuyor.



Baştan sonra harika bir oyun, muhteşem bir oyunculuk ve eşsiz bir hafıza. Salondakilerin seslerine hatta calan telefonlar bile konsantrasyonunu dağıtmadı. Oyunun akıcılığı, izleyiciyi sevk ettiği düşünceler, Cahit Sıtkı'nın yaşadığı bunalımlar, mutluluklar, iç kavgalar, rakının etkileri hepsi bir bir işlenmişti. İki saat boyunca hiç sıkılmadan şiirlerin her bir satırını tek tek zihnimden söyleyerek izledim. Hatta bir gün fırsatım olursa yine izlemek isterim. Ve böyle güzel bir tiyatroyu İzmir'e getirdiği için Hakan Tartan'a teşekkürler.



Şiir...
Şiirle ilk tanışmam ilk okul yıllarında okutulan Atatürk şiirleridir, sonrasında bıraktım...
Üniversite yıllarına geldiğimde yeniden tanıştım şiirle, mavi gözlü melek tanıştırmıştı şiirin içindeki güzel dünyayla. Bırakamadım sonrasında, bir şiir ateşi sardı içimi arkadaşlarımın da desteğiyle şiir dinletilerine katıldım hatta ilk sahne alışım en büyük rezil oluşumdur aslında ve şiir namına hatırladığım en güzel anısıdır hayatımın. Okuduğum şiir ise Cahit Sıtkı'dan 

Haydi Abbas!
Vakit tamam.
Akşam diyordun, işte oldu akşam,
Kur bakalım çilingir soframızı
Dinsin artık bu kalp ağrısı
Şu ağacın gölgesinde olsun 
Tam kenarında havuzun
Aya haber sal çıksın bu gece
Görünsün şöyle gönlümce
Bas kırbacı sihirli seccadeye
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana...
Katıp tozu dumana
Var git!

Böyle ferman etti Cahit!
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan.
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan...




Hala devam ederim bu arada şiire, okurum, paylaşırım, hatta bazen ses kaydını bile alırım ama sonra beğenmeyip silerim. Belki bir gün okumayı başarabilirsem, burada paylaşırım kayıtlarımı, bu arada unutmadan yukarıda ki videoda dinlediğiniz benim sesim. İlk dinleti provamızda kaydedildi. :-)

Herkese şiirli bir hafta sonu diliyorum...

2 yorum:

  1. Hep zaman ayırmamız lazım böyle aktivitelere, kesinlikle ruhumuzu ve bilincimizi güçlendiriyor böyle etkinlikler.
    :)

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle, ama herkes bir bahane buluyor gitmemek için...
    Dün salonun yarısı boştu, ben üzüldüm açıkçası hemde ücretsiz bir organizasyon olmasına rağmen :(

    YanıtlaSil